09 Kasım 2009

Kar ve Kaplan


Attilio Roma’daki Yabancılar Üniversitesinde şair ve okutmandır. Yıl 2003’tür ve Irak savaşı henüz başlamamıştır, fakat havada savaş kokusu duyulmaktadır. Herşeye rağmen Attilio kendine ait dünyasında olan bitene kendini kapatmış o çok sevdiği şiirlerin şairlerine ait duyduğu hayali seslerle yaşamaktadır. Edebi alanda kendine ait bir ünü vardır ve son kitabı The Tiger and the Snow’u henüz yayınlamıştır. Kitap eleştirmenler ve okuyucular tarafından çok beğenilmiştir.
...
Aradan zaman geçer ve günün birinde Attilio Bağdat’a dönmüş olan ünlü şairden bir telefon alır. Vittoria biyografiyi bitirebilmek için onunla birlikte Bağdat’a gitmiştir, ilk Amerikan saldırısında başından yaralanmıştır ve ölümün eşiğindedir. Attilio aynı gün Irak’a doğru yola çıkmak ve sevdiği kadına ulaşmak için bir dakika bile tereddüt etmez...İnatçılığı ve şansı sayesinde aynı gün Irak’a varmayı başarır ve Irak’lı şair onu aşkı Vittoria’nın herşeyden habersiz ve bilinçsizce ölümü beklediği hastaneye ulaştırır. Hastane ve doktorlar savaşın mahvettiği koşullarda çaresizdir. Ne ilaç ne de gerekli malzeme yoktur. Vittoria’nın beyninde ödem oluşmuştur ve bunu geçirmeye yarayan hiçbir ilaç hastanede yoktur. Umutsuzluk ölümden bile kötüdür...Delişmen Attilio ise umutsuzluğu asla kabul etmeyen tavrı ile şehirde ilaç aramaya başlar. Aramaları her seferinde yıkılmış eczanelerde son bulur. Eğer ilaç yoksa, o zaman imal edilmelidir... Aşk ölümsüzdür.... Vittoria ölmemelidir.

Hiç yorum yok:

..

kuş öldü keder bitti..