08 Mart 2010

Yol...

Yürüyordu yolunda bazen mutlu çokça mutsuz ama fazla sorgulamadan, bazen durup dinleniyor sonra devam ediyordu yürümeye. Aklına hiç gelmiyordu başka yolların varlığı, ama bir gün birden başka bir yol çıktı karşısına, aklı karıştı, ama "bildiğimden şaşmam ben" dedi biraz güvensizce de olsa, yürümeye devam etti yolunda, ama merak diye bir şey vardı. Yolundan geri döndü, diğer yola uzatıp başını baktı, farklı bir yoldu burası, buradan giderse belli ki başka gözleri olacaktı, başka şeyler görecek, duyacaktı. Denemeye karar verdi bu yolda yürümeyi, ama adımları o kadar korkaktı ki hiç ilerleyemiyordu, sürekli arkasına bakmaktan da ayakları dolaşıp sıkça düşüyordu. Bazen kararlı gibi oluyor, ama karşısına çıkan ufacık bir engelde hemen geri koşuyordu. Tekrar eski yoluna dönmüştü, ama bir kez başka yolların varlığı girmişti aklına, şimdi burada gördüğü her şey eskimiş görünüyordu ona, baktığı her şeyde soru işaretleri vardı, artık bu yolda da rahat değildi hiç, hep keşkeler belkiler amalar vardı aklında. Burada da yürüyemedi, ama diğer yola girip hata yapmayı da göze alamazdı, öyle biri değildi artık. Döndü ve yol ayrımında durdu, uzaktan iki yola da bakıp karar vermeye çalıştı. Hemen birini seçmesi ve ona göre hareket etmesi gerekmiyordu ya, ne gerek vardı acele etmeye. Durdu, baktı, baktı.. Ayağa kalkıp biraz onu, biraz diğerini yürüdü. Soru işaretleri yüzünden etrafını gerçekten göremedi bile, birini yürüse hata yaptığını söyleyen bir ses vardı içinde, ne garip ama diğerini de yürüse aynı ses.. Bekledi, bekledi.. Ta ki iki yol da önünde silinene kadar. Yol ayrımında kaldı, orada yaşadı, yaşamak lafın gelişi, aslında sadece yaşlandı. "Neyse ki karar vermem gerekmedi" dedi sonunda. Son bir kez daha kendini kandırıp mutlu olduğunu sandı.
(http://meleklerindusyasami.blogspot.com)

Hiç yorum yok:

..

kuş öldü keder bitti..